Cenk Başlamış “Rusya’nın Sırları”nı Anlattı

AJANS ÜNİVERSİTE- Ozan ÖZEN

Uzun yıllar (21) boyunca Moskova’da bulunan ve muhabirlik yapan Cenk Başlamış, Rusya’nın Sırları adlı kitabıyla Rusya hakkında gözlemlerini okurlara aktarıyor. Öte yandan Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programında da muhabirlik yapmış olan Başlamış, söyleşimizde Birand’dan öğrendiklerinden de bahsediyor.

“Hiçbir Ülkede Bu Kadar Zengin Haber Yelpazesi Yok”

Moskova’da kaldığı süre boyunca tarihi olaylara tanıklık ettiğini anlatan deneyimli gazeteci Başlamış, Sovyetler Birliği’nin dağılışına tanık olduğunu, Rusya kurulurken orada olduğunu dile getirdi. Öte yandan Başlamış, Yeltsin ve Putin dönemlerini yaşadığını, Rus-Çeçen Savaşları’nı, ekonomik krizleri ve etnik çalışmaları gördüğünü ifade etti. Türk-Rus ilişkilerinin görevlerinin başında geldiğini de belirten Başlamış, “Doğrusu hiçbir ülkede bu kadar zengin bir haber yelpazesi yoktur. Bu anlamda kendimi çok şanslı bir gazeteci olarak görüyorum. Moskova’dan ayrıldığım anda  meslek yaşamımın toplam 28 yılının 21’ini Moskova’da geçirmiştim. Dolayısıyla gazetecilikte asıl tecrübeyi Rusya’da çalıştığım yıllar içinde edindim” şeklinde konuştu.

Ayrıca Moskova’da yaptığı işin özünün diplomatik muhabirlik olduğunun altını çizen Başlamış, “Diplomatik muhabir ne yapmalı, kaynaklara nasıl ulaşmalı, diplomatik bir haber metni nasıl yazılmalı, yapılacak bir yanlışın sonuçlarının ne olacağı, hepsini Rusya’da görev yaparken öğrendim” diye konuştu.

“Gazeteciliğin Özü Muhabirliktir”

32. Gün muhabirliği anılarından da bahseden tecrübeli gazeteci Başlamış, Birand’ın çok deneyimli bir gazeteci olduğunu, ne kadar ünlü olursa olsun hep muhabir olduğunu ve bunun da en takdir edilen özelliği olduğunu söyledi.

Gazeteciliğin özünün muhabirlik olduğuna da değinen Başlamış, son yirmi ila otuz yılda muhabirliğin küçümsendiğini vurguladı ve şu ifadeleri kullandı: “Herkes köşe yazarı ya da yönetici olmayı hayal eder hale geldi. Birand’dan gazetecinin inatçı ve sabırlı olması gerektiğini, doğru sorular sorması gerektiğini, içinde bulunduğu ortama uygun hareket etmesi, giyimine her zaman özen göstermesi gerektiğini, kimseyi küçümsemeden herkesten bir şeyler öğrenmeye çalışmasını öğrendim. Bir gazetecinin yapamayacağı röportaj, görüşemeyeceği politikacı yoktur. Yeter ki istesin, inat etsin, sabırlı olsun, değişik kanalları kullansın. Bunları da Birand’dan öğrendim”

“Kitap Neredeyse Gözlem Üzerine Kurulu”

Gözlem yapmanın bir gazeteci için başta gelmesi gereken niteliklerden biri olduğunu ve kitabının da neredeyse gözlem üzerine kurulu olduğunu dile getiren Başlamış, gazeteci adaylarının kitabı bu gözle okursa faydalanabileceklerini anlattı. Ayrıca Başlamış, okurların kitapta uzun süre yurt dışında görev yapmış bir gazetecinin yaşamından kesitler de bulacağını da söyledi ve “İlgilerini çekeceğini düşünüyorum ki, kitabı okumuş genç gazetecilerden duyduklarım da bu yönde” ifadelerini kullandı.

 “Emeğim Karşılıksız Kalmadığı İçin Mutluyum” 

“Rusya’nın Sırları” kitabının, 24 Kasım’da bir Rus uçağının düşürülmesinden kısa bir süre sonra çıktığına değinen Başlamış, bu zamanlamanın etkisiyle kitabın hem okur hem de medya nezdinde tahmin ettiğinden daha fazla ilgi gördüğü şeklinde bir tespitte bulundu. Birçok televizyon kanalına davet edildiğini ve kitapla ilgili olarak kendisiyle çok sayıda söyleşi yapıldığını da vurgulayan Başlamış şunları söyledi: “Birkaç hafta içinde kitabın baskısı tükendi ve şu anda ikinci baskı tamamlandı, dağıtımı yapılıyor. Emeğim karşılıksız kalmadığı için tabii mutluyum”

Son olarak Başlamış, kitabında üzerinde durduğu konulardan bahsetti. Rusya üzerinde siyasi analizlerden çok gündelik yaşam üzerinde durulduğunu da belirten Başlamış, “Kitapta yer alan altmış civarındaki yazıda Rusların gündelik yaşamı, refleksleri, tepkileri, birbirlerine ve yabancılara karşı davranışları, kadınların sorunları, devletin işleyişi başta Rusya’ya ilişkin çok farklı alanları kapsıyor. Mesela, ilk anda kulağa basit gelen trafik sorununa değiniyor ama basit görünen konunun perde arkasında Rusya’ya ve Ruslara ilişkin bilgiler yer alıyor. Rusya’yı ağır siyasi analizlerle anlatmak yerine bu şekilde, okuması kolay ve –okuyanların söylediğine göre- eğlenceli yazılarla tanıtmayı seçtim” dedi.