Böbrek Hastalığında Büyük Artış Var

AJANS ÜNİVERSİTE- Elif  ÜNLÜ

 

Dünya Böbrek Günü’nde, Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de 7 buçuk milyon kişinin “kronik böbrek hastası” olduğu ve 2 buçuk milyon kişinin de böbrek hastası olma riski taşıdığı bildirildi

 

Vücuttaki üre, kreatinin ve ürik asit gibi maddelerin idrar ile dışarı atılmasını sağlamak böbreklerin görevidir. Böbrekler fonksiyonlarını yitirdiklerinde bu zararlı artıklar kanda birikir ve böbreklerle birlikte pek çok organ da görevlerini yapamaz hâle gelir. Bu hastalığa “kronik böbrek hastalığı” denir. Türk insanının bu konuda bilinçlenmesi için çalışmalar yapan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının son zamanlarda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış gösterdiğini belirtti.

 

 

organ bagisi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, “kronik böbrek hastalığı” ile ilgili şunları söyledi: “Kronik böbrek yetersizliği, dünyada ve Türkiye’de hem tıbbi hem ekonomik hem de sosyal yönden büyük bir sorun oluşturmaktadır. Fakat ülkemizde bu sorunun biraz daha ağır ve ciddi olduğunu söyleyebiliriz.”

 

Böbrek Yetersizliğinin Sebepleri

 

“Kronik böbrek hastalığı”nın ortaya çıkmasında en önemli sebeplerin, şeker hastalığının giderek yaygınlaşması, beslenme alışkanlıklarının değişmesine bağlı olarak giderek daha kilolu bir toplum hâline gelmemiz olduğunu belirten Prof. Dr. Sever, sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden biriyiz. Buna bağlı ülkemizde yüksek tansiyon görülme sıklığı da çok fazla. Bütün bunlar “kronik böbrek yetersizliği”nin önemli sebepleri arasında yer alıyor.”

 

“Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor”

 

“Kronik böbrek hastalığı”nın çok sinsi bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Sever, “Hastalığı ancak küçük bir grup hastada başlangıçta fark etmek mümkün olabilir.” dedi. Hastalığın fark edilmesindeki önemli belirtilerin, “idrardan kan gelmesi, baş ağrısı, taş düşürme” olduğunu ifade etti. Hastalığın sürekli ilerleme meylinde olduğuna da değinen Prof. Dr. Sever, “Hastalar belirtileri fark edip hekim karşısına geldiklerinde yapacak çok fazla şey kalmamış olabilir. Bu nedenle erken dönemde tanı koyup hastalığı tedavi edebilmek amacıyla, insanların idrar tahlili, check up gibi periyodik kontrollerini aksatmamaları gerekiyor.” diyerek sağlık kontrollerinin önemine vurgu yaptı.

 

Prof. Dr. Sever, tedavi edilmemesi durumunda, hastaların bir bölümünde hastalığın “kronik böbrek yetersizliği” denilen son aşamaya kadar gelebileceğini ve hastanın ancak diyaliz ya da böbrek nakliyle hayatta tutulabileceğini söyledi.

 

“Hekim Önerisi Dışında İlaç Kullanılmamalı”

 

Prof. Dr. Sever, gündelik hayatta sıklıkla kullanılan ağrı kesici, romatizma ilacı, antibiyotik gibi ilaçların böbrekte bazı durumlarda geçici bazen de kalıcı hasarlara yol açabileceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Sever, “Bu nedenle hekimin bilgisi dışında ilaç kullanmamak gerek. Bu ilaçları kullananların da belli aralıklarla kontrollerini yaptırmış olmalarında fayda var ki erken dönemde o ilaç kesilebilsin veya hastalığın başka bir şekilde tedavi edilmesine gayret edilebilsin.” dedi.

 

“Tuz Kullanımında Dikkat”

 

Hastalığın önüne geçebilmek için yapılması gerekenlerden bahseden Prof. Dr. Sever, risk grubunda ilk sıralarda yer alan şeker hastalarının diyetlerine çok dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Ayrıca obeziteyi önlemek için yapılan diyetlerin de önemini vurgulayan Prof. Dr. Sever, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hipertansiyona bağlı böbrek hastalığını önlemek için yemeklerin tuzsuz yenmesi lazım. İlerlemiş hastalarda ise en iyi tedavi şekli böbrek naklidir. Bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir.”

 

Ülkemizde böbrek hastalığını önlemek için çeşitli kampanyaların yapıldığını, bu alanda az da olsa bir ilerleme kaydedildiğini ifade eden Prof. Dr. Sever sözlerini şöyle sonlandırdı: “Örneğin maçlara birtakım pankartlarla çıkılıyor, radyo ve televizyonlarda ‘Kamu Spotu’ başlığı altında obezite gibi böbrek yetersizliğine yol açan hastalıklara dikkat çekiliyor. Şu anda lokantalarda masaların üzerinde tuz bulundurulmuyor, ancak müşteri tarafından istenirse tuzluk getiriliyor.”