AJANS ÜNİVERSİTE – Tayfun KARA
Aysu Uygur, Harvard Tıp Fakültesi’nde, Genetik Bölümü’nde doktorasını yapıyor. Türkiye’de bilimsel konular hakkında yapılan yanlış haberleri bulup onlarla dalga geçiyor. Bunu da ”Türkiye’deki vasat bilim haberciliğini avlamak için buradayım” dediği Bilim-Bilmiyim (bilmiyim.blogspot.com) blog adresinde yapıyor. Bilim haberciliğinin Türkiye’deki durumunu gözler önüne sererken bir taraftan da onları taşlıyor.
1-) Bilim haberlerini avlamaya ne zaman karar verdiniz? Bilim bilmiyim blogunun doğuşunu anlatabilir misiniz?
Gazetelerde çıkan bilim haberleri zaten oldukça kötü. Üniversite, yüksek lisans veya doktora seviyesindeki her temel bilimler öğrencisinin ve her bilim insanının farkedeceği hatalar, dikkatsizlikler yapılıyor. Bir gün yine özensiz ve uçuk derecede saçma bir haber gördükten sonra iyice sıkıldım, bölük pörçük aramızda dalga geçeceğimize, bunu toparlıyım dedim. Çok açık bir şekilde gazetelerin öncelikleri arasında bilim haberciliği yok, her gün yayınlanan yalan ve hatalı haberlerin altında en az o kadar yanlış okuyucu yorumları var. Kısacası, acayip fazla malzeme var, ben de kendi halinde bile oldukça komik olan bu haberleri bir sitede toplamaya karar verdim. Çok didaktik olmamaya özen göstererek, çoğu zaman işin doğrusunu da yazmaya çalışıyorum. Gazeteci değilim fakat bilim haberleri sayfalarının bütün gazetecilik ilkelerini çatır çutur çiğnediğini düşünüyorum. Birisi bu duruma dikkat çekmezse kimsenin düzeltmeye gayret edeceğini de düşünmüyorum, Bilim Bilmiyim bu konuda işe yarıyorsa çok sevinirim.
2-) En çok rahatsız olduğunuz haberler hangileri oluyor?
Bilimle alakası olmayan ama ‘bilim haberi’ kategorisinde yayınlanan haberler en rahatsız edici olanı. Örneğin, her uygulamanın başına ‘kuantum’ koyarak, bilime duyulan güvenden faydalanmak, fakat sonra aslı astarı olmayan uygulamanız işe yaramayınca, bilime duyulan güveni de zedelemek.
3-) Yazdıklarınızdan dolayı ilgili gazetelerden bir tepki aldınız mı ya da olumlu bir eleştiri?
Gazetelerden ve birkaç gazeteciden olumlu tepkiler alıyorum. Sanırım herkes bilim haberciliğinin ne kadar rezil bir seyri olduğunun farkında Fakat gazete politikasını değiştirmek, ya da bu haberlere daha çok önem verilmesine gayret etmek onların elinde mi bilemiyorum.
4-) Bilim haberleri sonuçta sıkıcı makalelerden çıkıyor. Bu haberleri daha okunabilir olmasının yolu nereden geçiyor?
Bilim haberi hazırlamanın birkaç yolu var. Bir tanesi, ve en güvenilir olanı, birincil kaynaklardan faydalanarak yani bilimsel literatürü tarayarak haber yapmak. Temel bilimler eğitimi veya birikimi olmayan birisinin bunu yapması çok zordur, çünkü bilimsel makaleler aktif olarak bilim yapan ve jargona hakim olan okuyucuya hitap ederek yazılır. Türkiye’de zaten bu şekilde bilim haberi hazırlayan çok çok az gazeteci var. İkinci seçenek, üniversitelerin basın bülteninden bilgi almak veya yabancı kaynaklı haberleri çevirerek yayına hazırlamak. Burada size verilen metne güvenmek zorundasınız ve bu da haberin doğruluğunu teyit etmeyi zorlaştırır. İkinci şekilde haber yapılacaksa, birkaç farklı kaynaktan teyit etmekte fayda var. Her iki şekilde de, bilim haberleri bilimsel literatürdeki gibi detaylı ve sıkıcı yazılmak zorunda değil. Oldukça ilginç yazılabilir, üstelik bunun için bilimsel gerçeklikleri çarpıtmaya da gerek yok.
5-) Bilim haberlerini doğru takip etmemiz için nasıl bir okumada olmalıyız?
Birincil kaynaklar, yani bilimsel literatürü okumak için teknik eğitiminiz yoksa, ki olmak zorunda değil, birkaç farklı kaynaktan bilim haberlerini takip etmenizi öneririm. Bunlar genelde Science Daily veya Nature News tarzı, son gelişmeleri popüler bir dil ile okuyucuya aktaran ingilizce kaynaklar. Hem, birçok farklı disiplinde olan biten konusunda gündemi kaçırmazsınız, hem de bir haber yapmadan önce birkaç farklı yerden doğrulamış olursunuz.
6-) Türkiye ile yurtdışındaki bilim haberleri sunumu ne kadar farklı? Aradaki makas büyüyor mu küçülüyor mu?
Yurtdışında çıta çok daha yüksek olduğu ve rekabet olduğu için genelde bilim yazarlarının birçoğu temel bilimlerde doktora sahibi, yani aktardığı haberlerin ardındaki bilimle de oldukça haşır neşir gazeteciler oluyorlar. Bu sayede, yeni gelişmeleri aktarırken, aynı zamanda toplum için ne ifade ettiğini, bundan sonraki adımların neler olabileceğini yorumlayabiliyorlar. Türkiye henüz bu aşamaya gelmedi, umarım gelir. Gazetecilerin elbette doktora sahibi olmalarına gerek yok. Fakat aktif bir şekilde bilimsel gelişmeleri takip ederlerse, hem daha doğru aktarabilir, hem de kendi yorumlarını katabilirler.
7-) Gelecekte bu haberleri yazacak olan gazetecilik öğrencilerine iletmek istediğiniz bir şey var mı?
Ben gazetecilik konusuna çok hakim değilim. Fakat bilimin içinden biri olarak şunu rica edebilirim, özellikle sağlık ve biyomedikal haberler çok hassas konular üzerine olduğu için, insanlara boş ümitler veya yersiz ümitsizlikler verebileceği için, abartılı veya hatalı olmamasına dikkat edin. Politika haberleri hazırlayan gazeteciler nasıl gündemi sürekli takip ediyorsa, siz de yabancı kaynaklardan bilim gündemini takip edin, bol bol yabancı kaynak okuyun. Belki tanıdığınız ve temel bilimler okuyan arkadaşlarınızla da hazırladığınız haberlerin üzerinden geçebilir, onların tavsiyelerini alabilirsiniz.
Aysu Uygur’un ilgili blog adresi: bilim bilmiyim bilmiyim.blogspot.com