“Belgesel Sinemada Sınırlar… Sınırlılıklar…” Sempozyumu Devam Ediyor

AJANS ÜNİVERSİTE- Gizem Gülsün TÜRELİ

Fotoğraf- Ozan ÖZEN

Doç. Dr. Murat İri’nin oturum başkanlığını yaptığı oturumda, Prof. Dr. Hasan Akbulut, Araş. Gör. Özgür İpek ve Araş. Gör. Batu Anadolu’nun konuşmacı olarak katıldığı sempozyumda belgesel sinema ve bunun Türkiye’deki yansımaları konuşuldu.

DSC_0353

Prof. Dr. Hasan Akbulut, sinemanın 2000’li yıllardan itibaren toplumsal süreçteki değişimlerin etkisiyle farklılaşmaya uğradığını ifade ederek “Bu tarihten sonra büyük anlatılar yerine mikro anlatılar yer kazandı. Bu da araştırma ve belgesel konularının alanını küçülttü” dedi. Bu durumun sinemaymış gibi görünen ve estetikten yoksun bir dizi görüntünün doğuşunu da beraberinde getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Akbulut, insanların belgesel algısının da hatalı olduğunu belirtti ve“ Bir filmde belgesel görüntüleri kullanmak inandırıcılığı artırır. Fakat belgeselde bir kurgu olması belgeselin tarafsız olması gerektiğini düşündürüyor. Oysa belgesel de tarafsız değildir. Konu seçimi bile bir taraf gösterir” diyerek sözlerini tamamladı.

DSC_0350

Frederic Wiseman sinemasında perspektiflerin çoğullaştırılması üzerine konuşan Arş. Gör. Özgür İpek, gözlemci sinemadan bahsetti. Yalnızca kameraların konumlandırıp olan biteni, bir müdahale olmaksızın kayıt altına alarak yapılan bu belgesel türünü Foucault’un büyük kapatılmasıyla birleştiren Wiseman bazında değerlendirdi. Bakış açılarının çoğullaştırılması amacı güden gözlemci belgeselde kesinlikle kronolojik bir sıralamadan bahsedilemeyeceğini söyleyen Arş. Gör. İpek, katılımcılara Wiseman’nın bir belgeselini izleterek sözlerini destekledi.

DSC_0360

Melez sinema ve Türkiye’deki örneği “İki Dil Bir Bavul” filmi üzerinde duran Arş. Gör. Batu Anadolu, “Kurmaca film ve belgesel arasında ortak özelliklerin ve farkların olduğunu söyleyen görüşler var. Fakat işin içine kamera girdiği zaman bu sınırlar ortadan kalkıyor” diye konuştu. Türlerarasılık kavramından da bahseden Arş. Gör. Anadolu, türlerin heterojen olduğunu ve türlerin tanımlanabileceği tek bir kural olmadığını sözlerine ekledi. Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan’ın yönetmenliğini yaptığı “İki Dil Bir Bavul” filminde kurmaca ile belgeselin sınırlarını muğlaklaştırıp toplumsal bir sorunu ele aldığını söyleyerek konuşmasını bitirdi.

DSC_0369