Balkanlardan Esen Rüzgâra Kapılmak…

AJANS ÜNİVERSİTE –  Sümeyye YAMAN

Bosna Hersek, Sırbistan ve Karadağ vizesiz seyahat edilebilen Balkan ülkeleri arasında yer alıyor. Kış mevsiminde ise tüm soğukluğuna rağmen doğal güzellikleriyle ayrı bir atmosfere sahip.  Hava durumu haberlerinin bir zamanlar klişe cümlesi olan ‘Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası’ sözünü tam anlamıyla yaşayabilirsiniz. Türkiye ile dinsel, etnik, kültürel ve ekonomik açıdan tarihsel bağlara sahip olan Balkan ülkelerini ziyaretiniz sırasında kültürel benzerliklere rastlayabilir ve kış mevsiminde farklı kültürleri değişik mekânların sıcak ortamlarında keşfedebilirsiniz.

Saraybosna Türk Kültürünü Yaşatıyor

Türk kültürüne en yakın olan Bosna Hersek olması açısından, yaklaşık iki saatlik uçuşla Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’dan başlayabilirsiniz küçük bir kış seyahatine.
Saraybosna’da ilk olarak dikkati çeken binaların üzerindeki Bosna Savaşı’ndan kalan kurşun izleri oluyor. Bosna’da her şehirde savaş izlerini görmek mümkün. Saraybosna’nın kalbi olarak bilinen Başçarşı ise konaklamak için en uygun yer niteliğini taşıyor. Meydanda buluşma yeri olarak simge haline gelmiş Sebil bulunuyor. Eskiden Gavrillo Princip Köprüsü olarak bilinen Latin Köprüsü, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olan suikastın gerçekleştirildiği yer olarak tarihsel önemini koruyor. Ferhadiye Caddesi ise alışveriş mekânları ve dükkânların canlılığıyla dikkat çekiyor. Moriç Han, Saat Kulesi, Bosna Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey Cami ve türbesi, Saraybosna Katolik Katedrali (İsa’nın Kalbi) gibi önemli yapıların yer aldığı Başçarşı’da kiliselerin yanı sıra birçok camii bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nda ölen sivil ve askerlerin anısına yapılan, 1946’dan beri hiç sönmeyen Sonsuz Ateş merkezde bulunan yapılar arasında ve ısınmak amacıyla toplanan birçok insanın ateşin başında sohbet etmesine, kaynaşmasına vesile oluyor. Yaşam Tüneli (Umut Tüneli) Bosna Savaşı sırasında kuşatma altındaki Saraybosna’ya ihtiyaçların ulaşması için yapılan bir tünel olup, şu an müze olarak birçok turist tarafından ziyaret ediliyor. Türk mutfağıyla benzer lezzetleri olan Bosna’nın en meşhur tatları Boşnak Böreği ve Cevabi Köfte.

12606887_10153879983544793_201293348_n

Her Şehir Farklı Hikâyelere Ev Sahipliği Yapıyor

Bosna’ya grup olarak gitmeye karar verdiyseniz Saraybosna’da araba kiralamak şehirleri daha uygun ve rahat şekilde gezmenizi sağlıyor. Saraybosna’dan iki saatlik yolculukla Mostar şehrine geçiyorsunuz. Neretva Nehri’nin üzerinde kurulan Mostar Köprüsü, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmiş. Köprü etrafında çarşılar ve restaurantlar bulunuyor. Şehrin huzur veren mimarisini hem köprünün üstünden görebilir hem de köprünün altından nehrin su sesini dinleyebilirsiniz. Drina ırmağı üzerine kurulan Drina Köprüsü’nün bulunduğu şehir Vişegrad merkeze yaklaşık üç saatlik mesafede. Bir dönemde Osmanlı egemenliğinde bulunan bölgedeki Drina Köprüsü Sokullu Mehmet Paşa anısına yaptırılmış. Nobel Ödüllü yazar Ivo Andriç romanında da bu köprüyü anlatmış. Ivo Andriç’in doğduğu yer olan Travnik şehri ise Saraybosna’dan iki saatlik mesafede. Osmanlı imparatorluğuna devlet adamları yetiştiği için bu şehir ‘vezirler şehri’ olarak biliniyor. Osmanlı dönemine ait yapılar ve mezarlıklar bulunuyor. Karlı bir günde Travnik kalesinden tüm şehrin beyazlığını seyredebilirsiniz.

12584182_10153879988164793_706535508_n

Mekânların Birbirine Yakın Olması Kolaylık Sağlıyor

Balkanların en önemli özelliği gezmek istediğiniz mekânların birbirine yakın olması. Aralık ayında ise yılbaşı eğlencelerinin hazırlıklarına rastlayacaksınız. Bir ay öncesinden sokakların ışıklarla süslendiğini ve şehirlere sokak eğlencelerinin hakim olduğunu göreceksiniz. Bosna’dan Sırbistan’a geçince başkenti Belgrad’da ilk dikkat çeken mimarisi oluyor. Avrupa kentleri görünümüne yakın olmasıyla farklı mimarilerin birleştiği bir şehir özelliği taşıyor. Küçük kulübelerde şeker, kek, süs eşyası, patlamış mısır, çiçek satıcıları şehrin merkezine canlılık katıyor. Belgrad’da gezilecek yerlerin başında Nikola Tesla Müzesi, Kalemegdan Kalesi ve parkı, Aziz Sava Katedrali, Ulusal Tiyatro, Cumhuriyet Meydanı geliyor. Yürüme mesafesinde şehri ve tarihi yapıları gezip görebilirsiniz. Kalemegdan’da kış mevsiminde rastladığınız güzel bir havada Sava ve Tuna nehrine karşı güneşin doğuşu ve batışını izleyebilirsiniz. Ada Köprüsü ve Branko Köprüsü ışıklarıyla bu manzaraya eşlik ediyor. Kalemegdan Parkı’nda Sırbistan’ın bağımsızlığını ifade eden Victor anıtı ve birçok tarihi yapı bulunuyor. Dünyanın en büyük Ortodoks Kilisesi olarak bilinen Aziz Sava Katedrali mimarisiyle şehrin simgelerinden biri. Şehrin merkezinde yer alan Nikola Tesla Müzesi’nde Tesla’nın bilimsel çalışmaları, mektupları ve birçok eşyası yer alıyor. Cumhuriyet Meydanı’nın aşağısında yer alan Belgrad’ın en ünlü caddelerinden olan, şehrin bohem köşesi olarak bilinen ve arnavut kaldırımlarıyla dikkat çeken Skadarlija bulunuyor. Skadarlija’nın yukarısında bulunan Ulusal Tiyatro’da opera başta olmak üzere sanat etkinlikleri uygun fiyatlarda sunuluyor, çocuklardan yaşlılara sanata ilginin yoğun olduğu bir mekân.

12575773_10153880017574793_112762923_n

Sırbistan Şehirleri Mimarisiyle Etkiliyor

Belgrad’dan Sırbistan’ın diğer önemli şehri olan Novi Sad’a trenle geçiyorsunuz. Trenden inip yürüdüğünüz zaman şehrin tarihi yapılarının bir arada bulunduğu Özgürlük Meydanı’nda kiliselerin ve binaların mimarisi sizi etkisi altına alıyor. Ortodoks St. George Kilisesi, Roma Katolik Meryem Kilisesi, Novi Sad Belediyesi binası şehrin önemli simgelerinden.

12625710_10153880018599793_742233716_n

Karadağ’ın Şehirleri Doğal Güzellikleriyle Göz Alıyor

Belgrad-Bar treniyle yaklaşık on saat sonra Podgorica’ya geçtikten sonra otobüsle Karadağ’daki tarihi bir liman şehri olan Kotor’a ulaşıyorsunuz. Akdeniz ikliminin hissedildiği Karadağ(Montenegro), şehirlerin her köşesinden görünen dağlarla insanlara ilk olarak güven hissi veriyor. Doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Kotor’da yeşil panjurlu evler ve tarihi yapıların bulunduğu labirent görünümünde olan Old Town (Eski Şehir) surların arasında tüm tarihi yapıları yürüyerek dolaşma imkânı veriyor. Şehrin başlıca yapılarında Saat Kulesi, St.Tryphon Katedrali, St. Lukas Kilisesi, St. Nicolas Katedrali ve birçok kilise karşımıza çıkıyor. Kotor Kalesi’nden (San Giovanni Kalesi) tüm şehri Kotor Körfezi’ndeki yansımalarla seyredebilirsiniz. Karadağ’ın diğer şehri Budva, birçok plajın bulunduğu yaz turizminin mekânı olarak biliniyor. Kış mevsiminde ziyaretiniz sırasında limandaki ve şehrin içindeki mekânları keşfedebilir, tarihi yapıları ve kiliseleri görebilir, manzarayı seyredebilirsiniz.

Balkanlarda dolaşırken mekânlar, mimari, kültür ve insanların sıcak yaklaşımıyla yabancılık hissine kapılmıyorsunuz. Kendi ülkeniz tarihinden izlere rastlamak ve bunları kitapların dışından görebilmek farklı bir his veriyor. Balkanlar Türkiye’den ilk defa yurtdışına çıkanlar için iyi bir tecrübe sağlıyor.