Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığındaki ekip bu dönemin kazı çalışmalarını bitirdi. Prof. Dr. Özdoğan yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarını uzun yıllardır heyecanla sürdürdüklerini söyledi. Kazı çalışmalarında Anadolu’dan gelen ve tarımla uğraşan toplulukları gün yüzüne çıkarttıklarını belirten Özdoğan, elde ettikleri verilerin kendilerini ve bilim dünyasının da mutlu ettiğini ifade etti. Aşağıpınar mevkisinin son derece önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özdoğan: “Bunun önemi M.Ö. 6200 yıllarına kadar inen bir yerleşimin olması. Avrupa uygarlığının çekirdeği burada oluşuyor. Bu yıl en eski kültür katı olan 8. ve 7. kültür katlarına ait yapı ortaya çıktı. Bunların ilginç tarafı, tabanları da kırmızı boyalı ve bu Anadolu’dan bildiğimiz bir gelenek. Bir hendeğimiz zaten vardı. Ama ondan daha eski bir hendeğin, hendekle bağlantılı adak törenlerinde kullanılan malzemelerin atıldığı veya saklanmak için biriktirildiği çok derin çukurlar ortaya çıktı. Bu da bizim için çok heyecan verici sonuç” diye konuştu.
Gelecek yıl çok daha kapsamlı kazı çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Prof. Dr. Özdoğan, şöyle devam etti: “İlk yaşam dediğimiz zaman bundan 8 bin yıl öncesini düşünmemiz lazım. Uygarlık tarihindeki en önemli devrimlerden biri üretim devrimi dediğimiz insanların avcılıktan yerleşik yaşama geçmesidir. Bu Anadolu’da başlıyor ve Anadolu’da hayvanlar koyun, keçi, sığır, domuz evcilleştirdikten sonra buğday, arpa, mercimek ve baklagiller tarıma alındıktan sonra buraya hazır olarak bu model geliyor. Buraya gelenler ilk çiftçiler. Yanlarında tohumları ve o hayvanları da beraberinde getiriyorlar. Çok kısa sürede Trakya ortamına uyum sağlıyorlar.”
Açık hava müzesi yapımı için de çalışmaların başlatıldığını belirten Prof. Dr. Özdoğan, müzede, jeolojik dönemden, cumhuriyet dönemine kadar olan yaşam anlatılacağını, çalışmaların titizlikle sürüdüğünü ve müzenin gelecek yıl açılması için gayret gösterdiklerini dile getirdi. Kazıları ve ilk yaşamı maketlerle müzede canlandıracaklarını ifade eden Özdoğan, “Trakya’nın, Istrancalar’ın biyo dünyasını sergilemeyi düşünüyoruz. Giderek arkeolojik çalışmalar, gerek tarih öncesi köy müzesi, gerekse deneysel arkeoloji ve eğitim alanı, arkeoloji müzesi bir jeoparkla birlikte bir kompleks halinde Türkiye’deki ilk örneği olacak. Dünyada da bunun birimleri ufak oalrak var; ama jeopark ile arkeoparkın birleşmesinin dünyadaki ilk örneği Kırklareli’de gerçekleşecek.
Üniversite ve ilkokul öğrencilerine yönelik yapay kazı alanı oluşturduklarını ve bu kazı alanının Türkiye’de bir ilk olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özdoğan, yapay kazı alanında eğitmen nezaretinde yaptırılan kazılar ile öğrencilerin arkeolojiyi ve tarihi seveceklerini söyledi.
Prof. Dr. Özdoğan kazı çalışmalarının yaklaşık 3 yıl daha süreceğini sözlerine ekledi.
KAYNAK – AA