Atıklar O’nun Elinde Sanata Dönüştü

AJANS ÜNİVERSİTE- Esra Mutlu

Fotoğraf- Burcu Güler

 

Çevresel atıkları kullanarak yaptığı maket evlerle 10 metrekarelik bir  minyatür köy kurmaya hazırlanan ‘atık rölyef sanatçısı’ Erol Buga,  sıra dışı yöntemlerle evlerine farklı bir boyut kazandırıyor. Buga, Kültür Bakanlığı’nın sanatçı belgesine sahip olsa da atölye açmak ve sanatını devam ettirmek için destek bekliyor

 

Rölyef, kabartma olarak bilinen bir sanat. Erol Buga, bu sanata farklı bir boyut kazandırmış bir sanatçı. İstanbul Ortaköy’de 1953 yılında doğan Buga, “Benim için bir tutku” dediği rölyef sanatı ile iaşe şefi olarak çalıştığı dönemde gemi kamarasında ilgilenmeye başladı. Buga, oğlunun okul ödevi olarak yaptığı maket ev ile kendisine inandı ve rölyefi hayatının vazgeçilmezi haline getirdi.

 

Rölyefle ilgilenmeye başladığı dönemi, “Denizlerde çok fazla vaktimiz vardı, el işleriyle ilgileniyordum. Oğlum ortaokulda iken maket ödevini yapmıştım. Okula götürdüğünde öğretmeni kendisinin yaptığına inanmamış ve evin satın alındığını söylemiş ve not vermemiş. Her ne kadar hocaları evin el yapımı olduğuna inanmasa da ben bu ödev sayesinde yeteneğimi keşfettim ve tiryakisi oldum. Rölyef benim için hayat boyu zevk alacağım bir uğraş. Şimdilerde yapmazsam kendimi eksik hissediyorum” şeklinde anlattı. Hiçbir teknik bilgisi olmamasına rağmen eğitim almadan kendince tablolarını ve evlerini yapan Buga, hobi olarak başlamış olsa da şimdiye kadar 200’den fazla rölyef tablo yaptı ve 25’e yakın sergi açtı.

 

MAKET EVE ÇEŞME VE YAZLIK SİNEMA

Buga’nın rölyef tablolarını ve maket evlerini diğer rölyeflerden ayıran nokta, Buga’nın eserlerine kattığı özgün unsurlar. Bunlardan en dikkat çekenleri yazlık sinema ve çeşme. Buga, kendince geliştirdiği yöntemler ve günümüz teknolojisinden de yardım alarak evlerine farklı bir boyut kazandırıyor. Bir dvd oynatıcısını yerleştirdiği maket evin bahçesini yazlık sinemaya dönüştüren Buga, akvaryum motoru ile devir daim yaptırdığı suyu da çeşme olarak, yaptığı evinin bahçesine yerleştirdi. Sürekli deneyerek yenilerini yaptığını ifade eden Buga, “Bu evler 2 metrekare ve ben 10 metrekarelik köy kurmayı planlıyorum. Bu köyü mevsimlerden oluşturacağım. İlkbahar kısmında ağaçlar ve çiçekler, yaz mevsiminde yazlık sinema, sonbaharda rüzgâr efektleri ile sallanan ağaçlar, dökülen yapraklar ve yağmur, kış mevsiminde ise tüten bacalar olacak. Bütün bu teknikleri deneyerek buluyorum. Hepsini kendim yapıyorum. Artık kendimi buna adadım, rölyefte öğrenmek bitmiyor ilerletmek gerekiyor” diyerek bu özel yöntemlerini geliştireceğini belirtti. Bu projesinde sokak esnaflarını, çocuk oyunlarını ve eski evleri yansıtmak istediğini söyleyen Buga, mahalle kültürünü yaşatmak istiyor ve yaptığı maket evlerle Türk mimarisinin korunması gerektiği mesajını vermeye çalışıyor.

 

EVLER FOTOĞRAFTAN KOPYA

Gezip gördüğü yerlerdeki eski evlerin fotoğraflarından yola çıkarak rölyef tablolarını ve maket evlerini yaptığının ifade eden Buga, fotoğraflardan birebir çalışıyor ve doğal çevresel atıkları değerlendirmeye çalışıyor. Çevreden topladığı kırık şemsiye parçalarını sokak lambası, işlediği zımparayı çatı, uçlu kalem arkalarını saksı olarak kullanıyor. Doğal taşları, yelpaze parçalarını, toka ve mandalları toplayıp evlerine özenle işliyor. Bu atık parçaları tuzlu suda beklettikten sonra parçaların renkleri değişiyor ve eski bir görüntüye kavuşuyor. Bu şekilde parçalar, eski evler için daha kullanılır hale geliyor. Boyadığı parçaları fotoğraflara uygun olarak tablolarına ve evlerine yerleştiriyor. Yanmış bir resim çalışıyorsa Buga, evi yaptıktan sonra ateşe veriyor. Kırık dökük bir ev çalışıyorsa, ev bittikten sonra maketi parçalıyor. Böylece her şey aslına uygun olarak yapılıyor.

 

“TEK SIKINTI ATÖLYEMİN OLMAMASI”

Evinin bir odasını atölye olarak kullanan Buga’nın en büyük sıkıntısı ayrı bir atölyeye sahip olamamak. Evdeki çalışmaları haricinde Çınar Koleji’nde ders veren Buga, Kültür Bakanlığı’ndan aldığı sanatçı belgesi sayesinde çalışmalarını genişletmek ve yaygınlık kazandırmak istiyor; ancak bunu yapmak için desteğe ihtiyacı var. Birçok kursiyerini evinde ağırlamak zorunda kalan Buga, atölye sahibi olduğunda daha rahat çalışma imkânına sahip olabileceğini söylüyor. Aynı zamanda yeni şeyler üretmek için elindeki eserlerini sanatseverlere ve model olarak kullanmak isteyen işadamlarına satmak istediğini belirten Buga, bu şekilde motive olacağını ifade ediyor.

 

Çalışmaları sırasında en büyük desteği eşi Ayten Buga’dan gördüğünü belirten Buga, “Eşim çoğu zaman bana atıklar temin ediyor ve evleri yaparken yeni fikirler veriyor. Eşimin terzilik bilgisi olduğu için evlerin perdelerini belirliyor, kumaş renklerini ve seçimleri yapıyor” diyerek eşinden aldığı desteğin karşılığı olarak evinin duvarlarına en güzel rölyeflerini astığını ifade etti. Rölyef çalışmaları arasında yer alan kış temalı kar spreyi ile yaptığı rölyef çalışmaları da Buga’nın evinin duvarlarını süslüyor.

 

YUMURTA İÇİNE RÖLYEF

Rölyef tabloları yapmak Buga’nın 1 buçuk ayını, maket evler ise 2 buçuk aydan fazla zamanını alıyor. Buga’nın rölyefleri istendiği kadar küçültülebiliyor ya da maket evleri birleştirildiğinde istendiği kadar büyültülebiliyor. Buga, bir yumurtanın içerisine yaptığı en küçük rölyefini Büyükçekmece Belediye Başkanı’na hediye ettiğini ve ahşap tahta kaşıkların üzerine de rölyef yapılabildiğini söyledi. Evler kaşık üzerine ve yumurta içine en ince ayrıntısına kadar küçücük boyutlarda işleniyor. Buga, özellikle mikro boyuttaki bu eserlerde ayrıntıları dikkatlice işleyebilmenin en önemli nokta olduğunu ifade ediyor.

 

DSC_0339

 

 

1475856_610804685622839_660765725_n

 

 

DSC_0221

 

 

DSC_0348