Aracısız Satış Çiftçiye Kazandırıyor

AJANS ÜNİVERSİTE – Efe SÖNMEZ

Kullanılabilir tarım topraklarının fazlalığına rağmen bu alanda istediği verimi alamayan Türkiye’de, çiftçi de ürettiğinden yeteri kadar kazanamıyor. Bunun en büyük nedeni ise aracıların ürünler üzerindeki haksız kazancı.

Türkiye’nin bugün başını ağrıtan sorunlarından biri, Anadolu insanının verimli tarım toprağını bırakarak büyük şehirlerde “ekmek derdine düşmesi.” Tarım toprakları azalıyor, büyük emek vererek ürünlerini yetiştiren çiftçiler ise tatmin olacakları paraları kazanamıyor. Çiftçinin ürününü satmaya aracılık edenler ise, köylüden ucuz fiyata aldığı malı, ulaşım gibi maliyetleri de ekleyerek tüketiciye yüzde yüzlere varan zamlarla satıyor. Örneğin, İstanbul’a yaklaşık ikiyüz yirmi kilometre uzaklıktaki Bilecik Gölpazarı’ndan getirilen kirazın kilosunu ortalama 3 buçuk liradan alan İstanbullu bir manav, bunu 11 liradan satabiliyor… Bu, Türkiye’nin her köşesinde, her ürün için geçerli neredeyse.

Satış2

Başka Bir Yol Mümkün

Ancak bu sisteme karşı alternatifler de yok değil. Çiftçi Selçuk Şahin, çalıştığı uluslararası ilaç firmasından 2008’de istifa ederek halen işlettiği Bilecik Gölpazarı Karaağaç köyündeki Zeytinliboğaz Çiftliği‘ni bir arkadaşıyla birlikte satın aldı. Sermayeleri olmadan, borçlanarak aldıkları çiftlikte ilk 7 ayda her işle uğraştılar.

Çocukluğundan beri tarımla iç içe olduğu için bu hayata yabancı olmayan Şahin, bazı nedenlerden dolayı yeniden İstanbul’a döndü. Ancak her fırsat bulduğunda çiftliğe geldi, buradaki işlerine devam etti.

Şahin, üretime, yörede de tercih edilen zeytin ile birlikte çeşitli meyveler yetiştirmekle başladı. Damlama sulama yöntemi ile zaman ve sudan tasarruf etti, ilk 3 yıl kullandığı doğal gübreyle de toprağın PH değerini 1 ile 2 derece düşürmeyi başardı. Şahin, üretimde doğallığı öncelediğini şöyle dile getiriyor: “Tohum-fide-sebze sürecinin doğal işlemesi birinci hedefimiz. Kaygımız var ancak bu ticari mânâda değil… Doğal ürünlere ulaşımın zorluğu, doğal ürün üreten üreticilerin desteklenmemesi, ürünlerini pazarlayamamasıyla ilgili hayatta kalmak adına kaygımız var.”

satış3

Süreç Sonunda Köylü Kalkınacak

Çiftçi Selçuk Şahin’in en büyük hedeflerinden biri, doğal ürünleri, üreticisinden tüketicisine aracısız satışını gerçekleştirebilmek. Böylece hem köylü kazanacak hem de tüketici kaliteli sebze-meyveye ulaşacak. Bu, şu an Facebook üzerinden sağlanıyor. Ancak iletişim ağı gün be gün büyüyor.

Şahin, “İnternet üzerinden tüketiciler ile doğal üretim yapan üreticilerimizin buluşabileceğini ve doğrudan, uygun fiyatta ürün arz edilebileceğini test ettim. Pazarlama sorununu ortadan kaldırdığınız anda ilçemizin üretimini katlamak çok kolay olacaktır. Bu süreç de kalkınmayı getirecektir” diyor ve Facebook’ta kurdukları iletişim ağından talepte bulunan tüketicilere ürünlerin kargoyla ulaştırılmasını sağlayacak bir altyapıyı kurmaya çalıştıklarını söylüyor. Şu an ise 20 üretici bu ağda.

Ürünlerde Kimyasal Olmaması Önemli

Bilecik’in Gölpazarı ilçesi 10 bin nüfuslu bir yerleşim yeri. İlçenin ekonomisi, tarım ve hayvancılığa dayanıyor. Şahin, diğer köylülerin ürünlerini satmalarında aracılık da yapıyor. Geçen aylarda İstanbul Moda’da üreticilerin, aracısız olarak ürünlerini satmalarına olanak sağlayan bir etkinlik düzenlendi. Şahin, Gölpazarı’ndaki köylüleri bu etkinliğe katılmaya teşvik edişini, “Bir bildiri yazarak, ilçedeki arkadaşlarımın bu bildiriyi üreticilere dağıtmasını sağladım. Özellikle ürünlerinde kimyasal kullanmadıklarını taahhüt edebileceklerle etkinliğe gidebileceğimizi, gerçek üretici ve tüketiciyle köprü kurabileceğimizi belirttim. Akşamdan ürünlerin bazılarını da minibüse yükleyerek, sabah hep beraber yola çıktık” sözleriyle anlatıyor.

Çiftlik 1

Nihai Amaç Sağlıklı ve Sürdürülebilir Gıda Zinciri

Bazı esnafların, fiyat konusunda fırsat bulursa ‘acıması olabildiğini’ ifade eden Şahin, erken hasat edilip pazara sunulan ürünlerde “lezzet sorununun” olduğuna vurgu yapıyor. Aracısız satışla, tüketici istediği ürünü mevsiminde ve istediği zaman alabildiği için bunun gibi sorunlar da ortadan kalkıyor.

Türkiye toplumunda büyük oranda “doğal ürün pahalıdır” kanısı vardır. Peki gerçekte durum öyle mi? Çiftçi Selçuk Şahin, Moda’da nasıl doğal ürüne ulaşılıyorsa, gelir düzeyi düşük yurttaşların yaşadığı semtlerde de durumun değişmeyeceğine dikkati çekiyor.

“Gelir düzeyi düşük yerlerdeki insanlarımız da uygun fiyatta doğal ürünlere ulaşabilirler. Fakat bilinç düzeyiyle de ilgili bir durum bu. Moda’daki durum, gelir düzeyinden ziyade bilinç düzeyidir aslında. Gelir düzeyi düşük diye tabir ettiğimiz vatandaşlarımızın çoğunluğunun bir ayağı köylerinde. Kendileri üretme şansına sahipler… Kışlık gıdaları yazın hazırlanıyor.”

“Umarım herkes için sağlıklı ve sürdürülebilir bir gıda zinciri oluşturabiliriz” diyen Şahin, bu sistemle ürünlerin denetiminin tüketicilerce yapılabileceğine işaret ediyor.

Devlet Desteğine de İhtiyaç Var

Ancak aracısız bir şekilde doğal ürünü tüketiciye ulaştırmak, bireysel çabanın çok daha ötesinde devletin de el atması gereken bir konu.

“Toplumsal olarak bu konu gibi birçok konuda gerekli bilinç düzeyine ulaşabilirsek, karar vericilerin uygulamalarını sorgulayabilir, denetleyebiliriz. Burada çok büyük bir irade var devletin elinde, ancak gerekli şekilde kullandıramıyoruz. Evrensel haklarımıza sahip olmamız, ekonomik gelişmişlikle paralel olmamalı. Bu konuda hepimizin sorumluluğu var.”

Selçuk Şahin
Çiftçi Selçuk Şahin (solda), fırsat bulduğu zaman mutlaka çiftliğe gidiyor.