Antalya Altın Portakal Film Festivaline Doğru

 

AJANS ÜNİVERSİTE

 

Bu yıl 51.’si düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin tanıtım toplantısı, İstanbul’daki tarihi Yıldız Sarayı’nda yapıldı. Festival,  10-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

 

51.Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Komitesi, Genel Sanat Yönetmeni Elif Dağdeviren, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Başkanı Alin Taşcıyan, Altın Palmiye Ödüllü Kış Uykusu filminin yapımcısı Zeynep Özbatur Atakan, Danışman Hülya Uçansu, İletişim Direktörü Serap Engin, Direktör Nesrin Bencioğlu’dan oluştu.

 

Yıldız Sarayı’nda düzenlenen toplantıda konuşan festivalin başkanı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 5 yıl aradan sonra bir araya gelmekten onur duyduğunu dile getirdi. Antalya’da 5 sene boyunca  sinemasever ve emekçiler, yönetmen ve A’dan Z’ye herkesle en iyi şekilde Altın Portakal’ı yapmaya çalıştıklarını ifade eden Türel, “Altın Portakal Film Festivalini uluslararası platforma taşıdık” dedi.

 

Küresel Bir Festival Olacak

Festivalin önemli yönetmen ve film endüstrisinin temsilcilerini 4 yıl boyunca Antalya’da  ağırladığını hatırlatan Türel, şunları söyledi: “Bir kez daha Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali ile buluşmanın ve festivale yeniden dünya festivali statüsünü geri kazandıracak olmanın sevincini yaşıyoruz. Hep birlikte Altın Portakal’ı yeniden dünya sinemasının gündemine alacağız ve  küresel bir festival olarak öne çıkaracağız.”

 

 Altın Portakal Yerelde Kalmamalı

Altın Portakal’ın 100 yıla ulaşan Türk sineması tarihinin önemli bir kısmına tanıklık ettiğine işaret eden Türel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Altın Portakal gibi bir festivali, yerel sınırlar içine hapsedersek, hem Türk sinemasına hem de bunca yıllık festivale haksızlık etmiş oluruz. Sinema ve film endüstrisi bugün küresel iletişimin en güçlü araçlarından biri olmuştur. Artık hiçbir alanda yerel ölçekte kalınması mümkün değildir, sanat ve sinemada ise hiç mümkün değildir. Sanat bir toplumun hem kendisini anlamasını hem de kendisini anlatmasını sağlar. Sinema bunu en etkin şekilde yapan sanat dalıdır. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’, sinemanın bu gücünü gösteren en güzel örneklerden birisi olmuştur. Yılmaz Güney’den 32 yıl sonra Altın Palmiye ödülü bizim için hem gurur hem de sorumluluk kaynağı olmuştur. Çünkü bu kadar usta yönetmenlere sahip, bu kadar güzel filmleri meydana getirmiş  Türk sineması artık festivalleriyle de bu düzeye çıkmak zorundadır.”

Türk sinemasının dünyanın en büyük sinemalarından birisi olduğunu vurgulayan Başkan Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir çok filmimiz, bir çok sinema sanatçısı, bir çok yönetmen hak ettikleri halde dünya sinemasında çok tanınmadı. Belki zamanında festivallerimiz dünya ölçeğine çıksaydı, sinema endüstrimiz uluslararası açılımını yapabilseydi, bir çok yönetmenimizi ve yıldızımızı dünya tanımış olurdu. O günlerde belki çeşitli imkansızlıklar sebebiyle yapılamadı ama artık bunu her alanda başarmak zorundayız. Türkiye ister sinema ister başka alanda olsun iç çekişmelerle vakit kaybetmemelidir. İçeride birbirimizle çekişmek yerine her birimizin uluslararası başarısını desteklemek için gayret etmeliyiz. İşte Altın Portakal’ın vizyonu budur ve bu hedefi sizlerin desteğiyle başaracağımıza inanıyorum.”

 

Onur Ödülleri

Başkan Türel, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde onur ödüllerine layık görülen isimleri açıkladı. Türel, onur ödüllerine layık görülen isimleri, tiyatro oyuncusu ve yönetmen Haldun Dormen, oyuncu Nilüfer Aydan, yazar Tarık Dursun Kakınç şeklinde sıraladı.

 

İlk Filmin Gösteriminin Yapıldığı Yer; Yıldız Sarayı

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Sanat Yönetmeni Elif  Dağdeviren, 1896 yılında Lumiere kardeşlerin kaydettiği bir trenin  gardan hareketini gösteren dünyanın ilk filmi olarak kabul ettiği filmin, aynı yıl  Sultan Abdülhamid’in talimatıyla izleyici ile buluştuğunu hatırlattı. Dağdeviren,  bu topraklarda ilk film  gösteriminin yapıldığı Yıldız Sarayı’nın, 118 yıl sonra bu kez kapılarını 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin tanıtımı için açtığını dile getirdi.Bir buçuk ay gibi kısa süre içinde festivalin kimliği, vizyonu ile ilgili felsefi bir çalışma yaptıklarını ifade eden Dağdeviren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altın Portakal Film Festivali, ihmal edilmeyecek, azımsanmayacak kadar geçmişe, değere ve duruşa sahip Türkiye’nin en önemli markalarından biridir. Biz altın Portakal’ı olduğundan daha fazla ileriye götürerek ve yenilikler ekleterek, uluslararası alanda marka haline getirmektir. En büyük hayalimiz ve hedefimiz bu. Bir diğer hedefimiz sinema odaklı, gücünü tekrar ortaya koyan herkesi tatmin edecek keyif alınacak bir festival yapmak. Dünya sinemasından saygın yerimizi sağlamlaştırmak ve altını çizmek”

 

Prömiyer Şartı Kaldırıldı

Dağdeviren, Türkiye sinemasının 100’üncü yılını kutlamak adına, ulusal yönetmelikte ulusal uzun metraj film yarışmasının en önemli koşullarından biri olan prömiyer gösterim şartının bu yıla özel olmak koşuluyla kaldırıldığını söyledi. Dağdeviren, başvuruların başladığını belirterek şöyle konuştu: “Karar uyarınca diğer ulusal festivallerden en iyi film ödülü kazanmamış olma şartıyla, herhangi bir ulusal ya da uluslar arası festivalde seyirci karşısına çıkmış olsa da, ulusal filmler yönetmelikte sözü geçen maddelere uygun oldukları takdirde ana yarışmada yer alabilecekler. Başvurular 18 Temmuz’da başlamış olup 26 Ağustos’a kadar devam ediyor. Aynı yönetmeliğe göre en önemli değişikliklerden birisi artık ödüllerin sahiplerine açıklanan rakam üzerinden net olarak ödenecek olmasıdır.”

 

Altın Portakal’a İÜ Ortaklığı

Dağdeviren, Altın Portakal film Festivali kapsamında yapılacakları şöyle sıraladı:

“Antalya film formu kurulacak. Açıklanan ödül net şekilde verilecek. Verilen sözler tutulacak. Kısa ve belgesel filmleri daha fazla öne çıkarılacak. Antalya Kültür Merkezi (AKM) sinema salonları yeniden elden geçiriliyor. Filmler sadece AKM’de değil çeşitli sinema salonlarında da  gösterimlerle halkla buluşacak. Etkinlikleri şehrin bir ucundan diğer ucuna buluşturulacak. Ortak geçmişten yola çıkarak İspanyol sineması ile buluşacağız. Önemli yapımcı ve oyuncuları Türkiye’ye davet edeceğiz. Gençlere özel bir merkez oluşturacağız. İstanbul Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Uluslararası Antalya Üniversitesi ile işbirliği yaptık. Dijital verilerin toplanması adına da çalışma yapmaya başladık. 51 yılın hafızasını bir araya geliştirmeye çalışıyoruz.”

 

Kaynak: İHA