AJANS ÜNİVERSİTE-Burcu GÜLER
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Radyo Tv Sinema (RTS) bölümü öğrencisi Mert Özel ve aynı bölümde Yüksek Lisans yapan Oğuzhan Kaya ile ödül aldıkları filmler hakkında konuştuk.
“Cemalettin Was Here” filminin çekim sürecinden bahseden Mert Özel, çekim öncesi hazırlık aşamasını uzun tuttuğunu söyleyerek, bu süreçte yaptığı detaylı çalışmanın çekim sürecinde birçok şeyin planladığı gibi gitmesini sağladığını söyledi. Özel, “İÜ İletişim Fakültesi Stüdyolarında çalışan arkadaşları ile birlikte çekimlere başladık. Üç günde çekimleri bitirdik. Çekim sürecinde benim için en büyük kazanım, sinemanın kolektif bir iş olduğu gerçeğini tekrar ve canlı olarak görmüş olmam oldu. Ben, kendi adıma filmin çekim sürecinde ekip arkadaşlarımdan çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. Herkesin sinemacı disiplini ile çalıştığı, bilgi paylaşımın üst düzeyde olduğu bir ekip çalışması oldu.” diyerek öğrenci projelerinde bu noktanın önem taşıdığını vurguladı.
Altın Koza Film Festivali’nde filminin ödül almasının kendisinin mutlu ettiğini söyleyen Özel, kısa filmlerin Altın Koza gibi önemli festivaller aracılığıyla daha fazla izleyici kitlesine ulaşabilmesinin ödüllerden daha değerli olduğunu ifade etti. Filmin proje danışmanlığını üstlenen Doç.Dr. Ahsen Deniz Morva Kablamacı’nın senaryo aşamasında çok yardımcı olduğunu ifade eden Özel, kurgu aşamasında ise Yrd. Doç. Dr. İlkay Nişancı’nın yardım ettiğini söyledi. Mert Özel, iki akademisyenin İÜ İletişim Fakültesinde okuyan RTS bölümü öğrencileri için büyük birer şans olduğunu vurguladı.
“Cemalettin Karakterinin Yabancılaşması Yapaylıktan Oluşuyor”
Filmi izlemeden önce izleyenleri düşündüren ilk şey belki de ismi. Filmin isminde hem türkçe hem de İngilizce kullanmasını sebebini açıklayan Özel, “Henüz fikir aşamasında iken, filmin adına karar vermiştim. Cemalettin karakterinin yarım yamalak İngilizcesine ve İngilizce kelimeler kullanma sevdasına vurgu yapan, ironik bir isim olduğunu düşünüyorum. İlk defa benim de içime sinen bir film ismi oldu diyebilirim ‘Cemalettin Was Here’ için.” dedi.
Film karakterlerinden Cemalettin’in yalnız ve çevresine yabancılaşmış bir karakter olduğunu belirten Özel, Cemalettin’i yaratırken altını çizmek istediği noktanın karakterin çevresine karşı duyduğu yabancılaşma hissinin yapaylığı, temelsizliği olduğunu ifade etti. Özel, “Cemalettin kendisini karısı Hasret’ten üstün görüyor ancak aslında kendisi de birçok yönü ile temelinde Hasret’e benziyor. Keza arkadaşı İmdat ile de ilişkisi aynı boyutta şekilleniyor. Bir süre Akdeniz’de yaşamış olması, turistler ile diyalog kurması, bu süreçte öğrendiği –ya da öğrenemediği- yarım yamalak İngilizcesi gibi temeli olmayan nedenler bu yapay yabancılaşma hissini ortaya çıkarıyor.” diyerek karakterin yabancılaşmayı bilinçsiz yaşadığını söyleyebileceğini belirtti. Kısa metraj senaryo üstünde çalıştığını söyleyen Özel, projeler dışında en büyük amacının sinemayı öğrenmeye devam etmek olduğunu, bunun hiç bitmeyecek bir öğrenim süreci olduğunu belirtti.
“Savaş Bölgesi” filmiyle Altın Koza Film Festivali’nde Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışmasından En İyi Deneysel film ödülünü kazanan Oğuzhan Kaya, “Savaş Bölgesi”nin 7-8 yıllık birikimin ürünü olduğunu söyledi. Eskiden beri savaşların ve sömürünün yaşandığı coğrafyalara ilgisi olduğu belirten Kaya, sahneler aklına geldikçe bunları not aldığını ve en sonunda uzun bir aradan sonra bu sahneleri birleştirerek “Savaş Bölgesi” filmini tamamladığını anlattı. Yaklaşık 4 ay kadar süren çekim sürecinin ardından kurgu kısmında filmin görüntü yönetmeni olan arkadaşı Hasan Kılıç ile birlikte çalıştıklarını söyleyen Kaya, filmin çok hızlı ve ritmik bir yapıya sahip olmasından dolayı kurgunun zorlu geçtiğini ifade etti. Oğuzhan Kaya, “Herkes dünya barışını konuşurken özellikle siyasiler, dünya barışının şirketlerin büyümesinden geçtiğini söylemezler çoğu zaman. Şirketlerin büyümesi için savaşların ve terörün sürmesi gerekiyor. Bu etiketin gözükmemesi için, etiketi şirketlerin üzerinden almak için politikacılar devreye giriyor. Ama olan her zaman masum insanlara oluyor. Ben de filmde tam da buna değiniyorum.” diyerek filmde evrensel bir konu işlediğini söyledi.
“Altın Koza Film Festivalinden Ödül Almak Hayalimdi”
Filmle ilgili olumlu yönde geri dönüşler aldığını söyleyen Kaya, Altın Koza Film Festivali’nde ödül almanın kendisi için önemli olduğunu ifade etti. Kaya, “Köklü bir geçmişi olan Altın Koza Film Festivali’nde ödül almak hayalimdi. ‘Savaş Bölgesi’ filmiyle almam da benim için çok önemliydi. Çünkü benim için orası bir bakıma savaş bölgesine yakın bir coğrafya ve sınıra yakın bir yer. Son yıllarda sınırın her iki tarafında aynı anda farklı şeyler yaşanabiliyor. Ayrıca Akdeniz Ülkeleri kategorisi uluslararası bir bölüm, bu bölümde gerçekten çok güçlü yabancı filmler yarışıyor. Böylesine güçlü filmlerin arasından, çoğunluğu yabancı olan jüri üyelerinden bu ödülü almak ve filmin tarafsız ideolojisini kabul ettirebilmek sinemamız adına sevindirici bir durum. Aynı zamanda siyasi ve ideolojik çıkarlarınızı bir kenara koyarak dünyadaki tüm acılara eşit şekilde yaklaşmanız ve din dil ırk ayrımı yapmadan tüm insanları anlamanız, dinlemeniz lazım.” dedi.
Oğuzhan Kaya, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık bölümünde okurken tanıştığı, aynı fakültenin fotoğrafçılık bölümünde okuyan Hasan Kılıç filmlerinde birlikte çalıştığı kişilerden. Kılıç, “Sinemaya ikimizin de her zaman ilgisi vardı. Tanıştıktan sonra birbirimizi izledik. Tarz ve kafa yapısı olarak birbirimizi görmeye başladık. Filmler sırasında benim fotoğrafçılıktan gelmem Oğuzhan’ın tiyatrodan gelmesi ile ortak ve farklı bir sinema dili oluşturduk. Filmleri çekerken çalışma takvimimiz yok. Enerjimiz olduğunda bir günde filmi bitirebilirken eğer kendimizi iyi hissetmiyorsak aynı şeyi 6 ayda da bitirebiliriz. Bu bize bağlı. Kimi zaman takıldığımız yerleri ve sahneleri etrafımızdaki insanlara soruyoruz” diyerek eleştirilere ve önerilere her zaman açık olduklarını dile getirdi.
“Film Dilini Oluşturup Ona Bir Ruh Vermelisiniz”
“Savaş Bölgesi” filminden önce çektiği “Mükemmel Bir Gün” filmi ile yurt dışında birçok ödül alan Kaya, deneysel bir film olan bu filmin de konusunun evrensel olduğunu, Kapitalist sisteminin hayatlarımıza ne kadar çok etki ettiğini ve ortaya çıkardığı modern köleleri işlediğini söyledi. Film dilini oluşturup ona bir ruh vermenin önemli olduğunu belirten Kaya, “ Eskiden hocalarımdan biri ‘Bir film hiçbir zaman bitmemiştir.’ demişti. En büyük ödülleri alsanız bile acaba bazı yerleri ekleyip çıkarsa mıydım diye düşünebilirsiniz. Benim kendi dünyam için en kusursuz olan filmlerim ‘Mükemmel Bir Gün’ ve ‘Savaş Bölgesi’ oldu. Hayallerimi beyazperde de tam istediğim şekilde görmek güzeldi. Ama ‘Savaş Bölgesi’ benim en özel filmim ve bendeki yeri çok çok ayrı.” dedi. “Savaş Bölgesi” filminin düşünsel anlamda kendisini biraz yorduğunu söyleyen Kaya, şu an üzerinde çalıştığı kesin bir projenin kafasında olmadığını söyledi.