Alt Yapıya Avrupa Modeli

AJANS ÜNİVERSİTE – Emre ESER

Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin futbolda kullandığı alt yapı sistemi İstanbul Eyüp’te hayata geçirildi. Türkiye’de bu sene uygulanmaya başlayan proje, dünya devi Barcelona’nın kullandığı La Masia sisteminin bir benzeri olarak yürütülüyor.

 

Türkiye’de en popüler spor olan futbolda birçok yıldız adayı altyapılarda var olma mücadelesi verirken diğer bir tarafta alt yapı bir rant alanına dönüştü. Özellikle son dönemlerde büyük kulüplerin isimlerini kullanan ve her semtte açılan futbol okulları,  futbol bilgisi konusunda da üst düzey bir eğitim veremezken velilerden yüksek ücretler talep ediyor.  Eskiden birçok yıldızın çıktığı Türk futbolunda şimdilerde Avrupa çapında oyuncu sayısı bir elin parmakları kadar.

Birçok kulüp, kendi bünyesinde alt yapı faaliyetlerini sürdürürken üst yapıya oyuncu çıkaramamanın sıkıntısını yaşar hale geldi. Tüm bunlar yetenekli gençleri futboldan uzaklaştırırken normal eğitimlerini de sekteye uğratıyor.  Bu yaz antrenör Nurettin Yılmaz tarafından Eyüp’te açılan Köln Futbol Akademisi ise diğer futbol okullarından farklı olarak en temelden başlayan ve kapsamlı bir eğitim modelini uygulamaya başladı. Kendisi de bu akademiden mezun olan Yılmaz yıllarca efsane hoca Yılmaz Vural’la beraber çalıştı.  Bu modelde belediyecilik anlayışından uzak, futbolun içinden gelmiş, akademik eğitim almış kişiler topa vurmayı bilmeyen çocuklara futbolu öğretiyor. En küçük yaş grubundan a takımına giden süreçte Avrupa devlerinin kullandığı metotlar genç yeteneklere entegre ediliyor. Köln Futbol Akademisine ev sahipliği yapan Erok Spor tesisleri ise modern tesis yapısı ve sporculara imkânları ile dikkat çekiyor.

Genç Oyunculara En Az Şans Tanıyan Ülkeyiz

Profesyonel Futbolcular Gözlem Grubu’nun bu yıl üçüncüsüne imza attığı ‘Avrupa’daki Futbolcuların Demografisi’ isimli rapor, Türkiye’nin altyapıdaki eksikliğini gözler önüne seriyor. 2010 yılını değerlendiren ilginç notların yer aldığı rapora göre altyapıdan yetiştirdiği oyunculara en az şans tanıyan ülkelerden biri Türkiye. Türk futbolunda forvet oyuncularının sadece yüzde 3,9’u altyapıdan geliyor. Önceki sezonun şampiyonu Bursaspor, 15,4 ile altyapıdan futbolculara lig maçlarında en fazla süre veren takım. Yeşil-Beyazlıları yüzde 14,6 ile Gençlerbirliği, yüzde 11,6 ile Beşiktaş, yüzde 11,1 ile Fenerbahçe izliyor.

 

 

“Büyük Takımların Kadroları Her Yıl Sil Baştan Oluşturuluyor”

Daha önce Almanya’da futbol eğitimi alan ve üst liglerde Teknik Direktörlük yapan  Nurettin Yılmaz  profesyonel kulüplerin yeni bir yapılanmaya gitmesinin gerektiğini dile getiren Yılmaz:“ 1994 yılında Almanya’da A lisansımı aldım. O zaman otuz kursiyerdik ve tek Türk bendim. Futbol anlayışlarının sadece kuvvete dayalı olduğu dönemde başarısızlığa bağlı olarak bir takım tartışmalar çıkmıştı. Ben de kuvvete dayalı futbolun yanında teknik konuların da bu sisteme entegre edilmesi gerektiğini savunan bir tez sundum ve o dönemde bu sistem genç yaş kategorilerinde uygulanmaya başlamıştı. Benim tezimi destekleyen ve geliştirenler de oldu. Yıllar geçtikten sonra şimdi Almanya’nın dünya vitrinindeki oyuncularını görüyoruz, bunlar hep planlı ve sistemli eğitimlerin sonucudur. Almanya 2000 yılında 2027 ‘nin milli takımını planlamıştı. Dönüp kendimiz baktığımızda yılda üç antrenör değiştiren kadroların sil baştan oluşturulduğu takımlar var, bu bir başarısızlık örneğidir.” Diyerek yeniden ve planlı yapılanmanın önemine vurgu yaptı.

‘’Alt Yapılar Kulüp Başkanlarının Akrabalarına Emanet.’’

Eski futbolcu ve Türkiye Futbol Adamları Derneği yöneticisi Selim Aras:’’ Futbol bu spora gönül veren eğitimli yetenekli kişilerin işidir ancak son on beş yıldır birileri sektördeki paralara göz dikmiş durumda.  Alt yapı hocalarına baktığımız zaman eğitim almış, konusunda uzman kişiler yerine kulüp başkanlarının akrabaları yöneticililerin tanıdıkları bu işlerin başındalar. Tüm bunlar bizi içinden çıkamayacağımız derecede geriye götüren etkenler.” Derken sözlerine şöyle devam etti: “Burada Nurettin Hocamıza baktığımız zaman yıllarca üst liglerde farklı takımlarda antrenörlük yapmış, Yılmaz Vural’la sekiz yıl birlikte çalışmış. Yurt dışında futbol akademilerinde uzun süre eğitim almış ve Alman Futbol Federasyonu tarafından tezi kabul edilmiş bir insan olarak eğitimin temeline inerek çalıştığını görüyoruz. Bunlar planlı ve bilinçli bir şekilde olan işler. Top tutmayı bilmeyen çocuklara burada en basit ve en temel eğitimler veriliyor Bu sistemler zamanında ülkemizde kullanılsaydı şimdi Avrupa’da top koşturan sayısız futbolcumuz vardı. Hem fiziksel güce dayalı hem de taktik ve teknik bir futbol anlayışının birleştiği bir yapı.

Bu tür yapılanmaların kıymetini bilmek lazım ben futbolun içinden gelen biri olarak çocuğumu Bakırköy’den Eyüp’e getiriyorum. Haftada bir gün olsa bile alt yapı eğitimi alması benim için çok önemli. Ülke olarak futbolun kirli insanlardan ve para için koltuk savaşı yapan yöneticilerden arındırılması için atılan adımların arkasında durmak gerek.”