Akdeniz Doğalgazı Kıbrıs Müzakerelerini Etkileyecek

AJANS ÜNİVERSİTE – Efe SÖNMEZ

Türkiye’nin güneyinde yer alan, Akdeniz’deki stratejik konumu nedeniyle yüzyıllar boyunca pek çok milletin “kızıl elması” olan Kıbrıs, bugünlerde yeniden müzakere sürecini tartışıyor. Adada etnik olarak Rumlar ve Türkler yaşıyor. Her iki halk, tarih boyunca sık sık müzakere etmeyi denedi; ancak bugüne kadar bu görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Adada, Türklerle Rumları ayıran sınır, Türkiye’nin 1974’te gerçekleştirdiği “Kıbrıs Barış Harekâtı” sonrasında çizildi. Bu tarihten sonra iki tarafı anlaşmaya en çok yaklaştıran “Annan Planı” oldu. Adada tek devlet kurulması, yöneticilerinin Türk ve Rumlardan oluşması planlanıyordu. Ancak plan, Türk tarafının onayına rağmen Rum kesiminden destek görmedi.

Bugün ise tam tersi bir durum yaşanıyor. İki halk arasında anlaşmaya daha sıcak bakanlar Rumlar. Ekonomik darboğazdaki Rum kesimi, çareyi Akdeniz’de çıkarılacak doğalgazda arıyor. Doğalgazın satışının ise Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesi, maliyeti düşürmede büyük bir etken. Bu taşıma müzakere sürecine bağlı. Türk tarafı Annan Planı’nın ardından gelişen süreçte, müzakereye pek sıcak bakmıyor. İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülden Ayman, gelişmeleri İletim Gazetesi’ne değerlendirdi.

Çözümün Diğer Adı: Doğalgaz

Kıbrıs ve İsrail karasularında toplam 1 trilyon metreküp doğalgaz bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Ayman, “Bu gazı Avrupa’ya ulaştırmanın en az maliyetli olanı, İsrail, Kıbrıs ve Türkiye arasında bir boru hattının çekilmesidir. Aslında bu kaynağın kazandığı önemi, her şeyden önce küresel krizden büyük zarar gören Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin içine düştüğü çıkmazla bir arada değerlendirmek gerekiyor.” dedi.

Gülden Ayman - 1

“Anlaşma Olmazsa Türk Tarafı Zarar Görür”

Prof. Dr. Ayman, adada adil ve sürdürülebilir bir anlaşmaya varılması gerektiğini, anlaşmanın olmaması durumunda en büyük zararı Türk tarafının göreceğini ifade ederek, Birleşmiş Milletler’in (BM) adada birleşik bir Kıbrıs devleti kurulması planları olduğunu belirtti. Bunun gerçekleşmesi durumunda, uluslararası alanda Türklerle Rumların statülerinin eşit olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Ayman, şunları kaydetti:

“Bu devletin, BM ve Avrupa Birliği (AB) üyesi olarak tek bir uluslararası hukuki kimliğe; Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerden eşit olarak kaynaklanan tek bir uluslararası egemenliğe sahip olacağı öngörülüyor. Buna göre vatandaşlar, birleşik Kıbrıs vatandaşlığının yanı sıra Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturan iki devletten birinin vatandaşlığına sahip olacaklar. Taraflar arasında hâlen güç paylaşımı ve yönetim, AB üyeliği, ekonomi, mülkiyet, toprak ve garantörlük konularında zorlu müzakereler sürüyor.”

 Türklerin Çözüme Dair Umutları Yok

Girne Amerikan Üniversitesi Araştırma Enstitüsü tarafından 5 ilçede, 29 anketör ve 486 KKTC vatandaşının katılımıyla yaptırılan 2014 Beklenti Anketi’ne göre Türklerin yüzde 78’inin çözüme inanmadığını belirten Prof. Dr. Ayman, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün gerçek anlamda barışı yaratacak olan temel unsur, net, açık uçlu olmayan ve zamanın koşullarından etkilenmeye fazla meyil göstermeyen, temel parametreleri üzerinde anlaşılmış bir metnin ortaya koyulmasıdır.”