Ahşabın Resim Hali: Ahşapkari

AJANS ÜNİVERSİTE-Bulut KARBADAĞ

Taksim”de yapılan “Beyoğlu Hareketleniyor” festivali kapsamında düzenlenen “Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali”nde ahşapkari sanatını icra eden Mehmet Şakir Ünlü, ahşapkariyi anlattı. Ünlü, “Ahşapkariye 4 sene önce başladım. İsmi ve tekniği bana ait. Dünyada başka bir örneği yok, ilk ustası benim. Yaptığım bu çalışma dünyada ilk kez uygulanıyor” şeklinde konuştu.

Ahşabın doğal renkleri kullanılarak yapılan ahşapkari de boya kullanılmıyor.Türkiye’de renkli ağaç türü çok fazla olmadığından tropikal bölgelerden gelen ağaçlar kullanılıyor. Bu açıdan pahalı bir sanat olduğunu söyleyen Ünlü, “Dünyada bütün renklerde ağaç var. Mesela mavi renkli ağaç Jamaika’da bulunuyor. Malzemesi pahalı bir sanat. Buldukça atık ahşap kullanıyorum” dedi.

Ünlü, “Ahşapla ilişkim yıllarca sürdü. Uzun zaman atık ahşap parçalarını nasıl değerlendireceğimi düşündüm. Sonunda cevabı bulup bu parçalardan resim yapmaya karar verdim” diyerek ahşapkariye nasıl başladığını anlattı.

Ahşapkariye nasıl isim verdiğini de anlatan Ünlü, “Adını çok düşündüm; ağaçkari mi ahşapkari mi diye. Arkadaşlarımın da desteğiyle ahşapkari olarak karar verdim. Telkâri, küçük gümüş teller kullanılarak yapılan bir sanattır. Benim sanatım da küçük ahşap parçalarından oluştuğu için bundan esinlenerek böyle bir ismi uygun gördüm” dedi.

_DSC0005

Mozaik Resimlerden Ahşapkariye

İnsanoğlunun binlerce yıl önce taş parçalarından, cam parçalarından mozaik resimler yaptığını hatırlatan Ünlü, insanoğlunun baskı ve bilgisayar teknolojisinin olmadığı dönemlerde pixeli keşfettiğini ve bugün gelişen teknolojinin ilk basamaklarını oluşturduğunu söyledi. “Benim de yaptığım aslında mozaik sanatını ahşap parçaları kullanarak yapmaktı. Ama ben yaptığım sanata ahşapkari adını vermeyi daha uygun buldum. Bizi, geleneksel el sanatlarımızı daha iyi çağrıştırıyordu” dedi.

Çocukluğundan beri ahşapla ilgilenen Ünlü, “Çocukluğumdan beri ağaçlar ve sanatla ilgileniyorum. Daha önce yapmayı düşünmüştüm ama imkanlar… Ahşaptan oyuncaklar yaptım hep. Arabalar, topaçlar, sapanlar, taze söğüt dalından düdükler… Kışın ısınmak için evlerimize alınan meşe odunlarını tutuşturmak için mobilyacılardan ve benzeri meslek atölyelerinden temin edilen ahşap parçalarını kullandım. İşte ahşapla tanışıklığım böyle oldu” diye konuştu.

_DSC0010

Ünlü’nün İlk Sanatsal Eserleri

Çocukluğunda komşularının da desteğiile ilk sanatsal eserlerini yapan Ünlü, “Babam, komşumuz rahmetli Bahattin Güriş amcanın atölyesinden ahşap parçaları alırdı. Ahşap kıl fırça için kesilen dikdörtgen ve dar uçları hafif yuvarlak olan kayın ağacı parçaları ise ilgimi en çok çekenler olmuştu. İçlerinden en güzellerini ayırıp üzerlerine çocukluğumun gazetesindeki çizgi kahramanlarını çizdim. Hüdaverdi, Ali Bey, Gönül Hanım, Pırtık… Bir kalın çivinin ucunu da çekiçle ezdim. Ezilen ucu çizgilerin üstüne koyup ahşap tokmağımla vurarak resimleri işledim. İlk ahşap sanatsal eserlerimi de yaptım. O zamanlar vernik de yoktu. Sokağımızdaki rahmeti Mahmut Kur amcanın sandalye fabrikasında gomalak cilası attırırdım üzerlerine” dedi.

Bugüne kadar yirmi iki, yirmi üç tablo yapan Ünlü, ahşapkarinin teferruatlı bir sanat olduğunu ve bir tablonun yaklaşık iki üç ay sürebildiğini ekledi.

_DSC0011