AJANS ÜNİVERSİTE – Erkut KILIÇ
Aclan Uraz, Cep Sineması’nda bir araya geldiği öğrencilere fotoğrafçılık hakkında bilgiler verdi. Uraz, Türkiye’deki fotoğrafçıların yüzde 90’ının kompleksi olduğunu, kendilerine fotoğraf sanatçısı dediklerini söyledi. Resim sanatçısı, edebiyat sanatçısı diye bir şey olmadığı gibi fotoğraf sanatçısı diye bir kavramın da olmadığını söyleyen Uraz, en büyük terbiyesizliğin kişinin kendisine sanatçı demesi olduğunu bunun toplum tarafından verilen bir unvan olduğunu kolay elde edilen bir şey olmadığını dile getirdi. Uraz, Ara Güler’in “Fotoğrafın sanat olup olmamasından daha öte belge yönü daha önemlidir” sözünü hatırlattı.
Türkiye’deki foto muhabirlerin şanssız olduğunu belirten Uraz, her işe gönderilmelerinin doğru olmadığını söyledi. Uraz, “Foto muhabirlerin yatkın oldukları alanlardaki haberlere gitmeleri gerekir” diye konuştu. Uraz, fotoğrafçıların Coşkun Aral gibi önce insan sonra fotoğrafçı olmaları gerektiğini dile getirdi. Uraz, ayrıca bir tezata dikkat çekerek “Çok zor, kötü fotoğraflar yani acı fotoğraflar en iyi fotoğraflardır” dedi.
Teknolojinin fotoğrafçıyı hantallaştırdığını aktaran Uraz, “Ancak teknolojinin en büyük özelliği hız. Bu da işlerin daha çabuk halledilmesini sağlıyor” diye konuştu. Uraz, fotoğrafçıların ressamlar kadar renk bilgisi olması gerektiğini söyledi.
Uraz, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Yaptığınız işi tutkuyla ve sevgiyle yaparsanız başarılı olursunuz. Adınız kalıcı olur. Benim adım kalıcı oldu, kitaplarda ismim var ama ne yazık ki yabancılar beni daha çok tanıyor.” Etkinlikte Uraz’ın fotoğrafları da gösterildi.