8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 96. Yılı Kutlandı

AJANS ÜNİVERSİTE – Gamze ACAY

İki oturum şeklinde planlanan etkinliğin ilk oturumunda yazar Sinem Sal, ”Kadın ve Edebiyat” konusunda duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Sal, konuyu sohbet havası içinde, şiirler okuyarak zenginleştirdi. Kadınların acılarla dolu gerçek hayat hikâyelerini dile getiren Sal, hikayelerle alakalı çalıştığı dergide en son yaptığı röportajdan bahsetti.

İstanbul Üniversitesi Genç Yazarlar Birliği Başkanı Hasan Tayfun; ”Bu etkinlikte kadına üç farklı açıdan bakmaya çalıştık. Sinem Sal ile edebiyatçı, Prof. Dr. Fatmagül Berktay ile akademisyen ve İman Bedir ile savaşta kadın olmayı anlamaya çalışacağız” dedi.

Hasan Tayfun’un ardından kürsüye davet edilen Prof. Dr. Fatmagül Berktay, sözlerine James Oppenheim’ın Ekmek ve Güller adlı şiiriyle başladı. Şiir, 1908’de New York’ta 128 kadın işçinin can verdiği bir fabrika yangınının ardından yürüyüşe geçen 15 bin kadın işçinin “Ekmek istiyoruz, gül de!” diyerek eylem yapmasını konu ediyor. “8 Mart asla kadınların kendini şımartma günü değildir.  Kapitalizmin her şeyi evcilleştirmesinin somut göstergesi 8 Mart’ın bugünkü halidir” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Berktay, “Otoriter toplumlarda kadın-erkek ilişkisi otoritenin gücünü simgeler. Ataerkil yapı otoriter devlet yapısının işine gelir. Şiddet ve şiddete mazeret bulunması, hem cinsiyetçi ataerkil davranışları açığa vurur hem de normları pekiştirir. Kadına yönelik şiddet iktidar ilişkilerinin açık bir yansıması olarak politik bir konudur” dedi. Prof. Dr. Berktay, “Kadınların ezilmesi ve ikincil konuma düşürülmesi o kadar derinlere işlemiştir ki ataerkil toplumun yaptıkları doğal ve gerekli bir şeymiş gibi kabul edilir. Hâlbuki dikkat edin, kadınların kendi bedenlerini kontrol etme hakları ellerinden alınmaya çalışılıyor. Örneğin ABD, Latin Amerika kürtaj yasaları gibi” şeklinde konuştu.

Kadınların salt eşitlikten ziyade ”farklılık” üzerinden bir eşitlik istediğini belirten Prof. Dr. Berktay, “Kadınlar erkek ya da erkekler kadın gibi olmak zorunda değil. Tabii bu da bir demokrasi sorunudur. Demokrasi çoğulluğu koruyup, barındırabilmeli” şeklinde konuşmasına son verdi.

Prof. Dr. Fatmagül Berktay konuşmasının ardından katılımcılardan gelen soruları cevapladı.

Kadın Hayattır

İkinci oturumda söz alan Suriyeli İman Bedir, sözlerine Nisa Suresi ile başladı. Bedir, ”Kadın o kadar önemli ki, o olmazsa alem olmaz. Diyorlar ki ‘kadın hayatın yarısıdır’ hayır kadın hayatın tamamıdır. Kadın okul, kadın bir üniversitedir. Kadın bir binadır, Kadın merhametli ve şefkatlidir” ifadelerini kullandı.

Bedir, Suriye ile ilgili de konuşarak, ”Suriye’de savaş yok, katliam var. 6 yıl değil 50 yıldır bunlar var. Sadece bu zamana kadar korktuğumuz için sessiz kaldık. Şimdi insanlar diyor ki ‘neden Suriyeliler buraya geliyor?’ Açlıktan korkuyorlar. Komşunuz değil miyiz, komşuluk hakkı var. Suriye Müslüman bir ülke, hem desteklenmesi gerek. Suriye’den Çanakkale’ye savaşmaya gidip şehit olanlar var. Türkler merhametli insanlar, her şey için minnettarız. Türkiye iyi ki varsınız. 15 Temmuz’da çok korktuk, hala Suriye’de olan ablamı aradım. ‘Ne olur İstanbul ve Türkiye için dua edin’ dedim. ‘Sen merak etme’ dedi ablam. Türkiye bize ensar oldu, onlar yetim duası aldılar. İnşallah kazanacaklar” ifadelerinde bulundu.

Bedir, Suriyeli çocuk dilenciler hakkında şunları aktardı: ”Çocuklar kimsesiz yetimler, hayatta kalabilmek için kaldıkları evlerin kirasını ödeyebilmek için bunu yapmak zorunda bırakılıyorlar.”

Kadının Işığında Uygarlık Sergisi

8 Mart Dünya Kadınlar Günü İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile kadının demokrasideki yerini ve önemini vurgulamak, güçlü kadın imajını desteklemek amacıyla düzenledikleri  “Kadının Işığında Uygarlık” temalı sergi 3-22 Mart tarihleri arasında Rektörlük Binası girişinde ziyaret edilebilir.