AJANS ÜNİVERSİTE – Alparslan ÇAKIR
İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda “Çocuk Edebiyatında Yeni Gelişmeler ve Kütüphanelere Etkileri” başlığı altında dün düzenlenen panele Doç. Dr. Necdet Neydim, Doç. Dr. Asiye Kakırman Yıldız, Yeditepe Üniversitesi Araş. Gör. Şebnem Gürsoy Ulusoy ile çocuk edebiyatı yazarları Beyza Deringöl ve Esra Avgören katıldı
Panelde söz alan ilk katılımcı olan Araş. Gör. Şebnem Gürsoy Ulusoy, 3 – 8 yaş arası çocuklara hitaben iki kitap yazdığını belirtti. Amerika’da kısa süreliğine eğitim aldığını ifade eden Ulusoy sözlerine şöyle devam etti: “Çocuk edebiyatı yazarı olmak çocuklarımız için yazmaktır. Yazar çocuğun okumaktan keyif alacağı karakterleri, olayları düşünebilmeli. Yazarların bu karakterleri kendi hayal dünyası ile çocuğun hayal dünyasını birleştirerek oluşturması gerekir.” Ulusoy sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Çocuklarınızın, öğrencileriniz gelecekte ne olmasını isterseniz isteyin, onlara çocukluklarında soru sorma ve merak duyma heyecanı verin.”
Ulusoy’dan sonra söz alan çocuk edebiyatı yazarı Beyza Deringöl yaklaşık on yıldır kütüphanede çalıştığını belirterek, üç kitabının bulunduğunu söyledi. Okul kütüphanelerinin tanımını yapan, geçmişini ve günümüzdeki durumunu aktaran Deringöl, “Okul kütüphaneleri herkesin rahatlıkla ulaşabilmesi için binanın giriş katında yer almalı ya da sınıflar nerede yer alıyorsa o bölüme yakın olmalıdır” şeklinde konuştu. Eğitimde etkin rol oynayan bir okul kütüphanesinin gelişim basamaklarından söz eden Deringöl yazım kurallarına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Beyza Deringöl’ün ardından çocuk edebiyatı yazarı Esra Avgören söz aldı. Kütüphanecilik bölümünden 1999’da mezun olduğunu hatırlatan Avgören çocuk ve animasyon kitapları yazmakta olduğunu belirtti. “Yazı yazmadığım gün depresif oluyorum. İnsanlar düşüncelerini yazılı olarak ifade etmekte çok zorlanıyor. Herkes bir şeyler yazmak zorunda” dedi. “Çocukları halk kütüphanelerine çekmek isterseniz onların dilleriyle konuşun” tavsiyesinde bulunan Avgören, “ Ben yazar olarak binlerce kişiye hitap edebilirim. Siz okur olarak binlerce okur kazanabilirsiniz” diyerek sözlerini bitirdi.
Beyza Deringöl’ün ardından Doç. Dr. Asiye Kakırman Yıldız söz aldı. Yıldız, “Türkiye’de annelerin ve babaların yüzde 99’u üniversite mezunu ama biz çocuğumuza beş liraya bir kitap bile almıyoruz. Bu bizim kültürsüzlüğümüzden kaynaklanıyor” diye konuştu. Çocuklara duyulan ilginin annelerin çalışmaya başlaması sonucu azaldığını iddia eden Yıldız, “Bu ülkenin akademisyenleri bile kitap okumayı temel gereksinim olarak görmüyor” diyerek şikâyetini dile getirdi.
Asiye Kakırman Yıldız’ın ardından panelin oturum başkanı Doç. Dr. Necdet Neydim söz aldı. Edebiyatın gelişmesinin ekonomi ve toplumsallaşmaya bağlı olduğunu vurgulayan Neydim, “Okul çocuğun sosyalleşme, bilgilenme alanıdır. Edebiyat çocuğu nesneleştiremez. O bir kimliktir, kişiliktir. Edebiyat da kitapçı da çocuğa bu gözle bakmalı” dedi. Savaş zamanlarında ilk önce kütüphanelerin bombalandığına işaret eden Neydim bunu kitapların ülkelerin belleği olmasına dayandırdı. Neydim konuşmasını “Çocuk doğası gereği araştırmacıdır, sorar. Biz engelleriz onları. Biz çocukları denetim altında tutmaya çalışıyoruz. Oysa onların kendilerinin denetlemesini öğretmek gerek” sözleriyle bitirdi.